27 Temmuz 2012 Cuma

BU ARALAR

Bu aralar çok yorgun ve uykusuzum. Sıcak ve nemli hava da gece uykularımı mahvediyor. Sürekli paylaşıyorum ama şöyle deniz kenarında, güneşi tüm vücudumda hissedip iyi bir tatil yapasım var. Bir ay kaldı gün sayıyorum. Bir aksilik çıkmazsa eylül de Bodrumdayım. Geçtiğimiz iki sene oruç tutmamıştım.. Gebelik ve emzirme dönemlerime denk gelmişti. Bu sene emzirmeye devam etmeme rağmen tutuyorum. Defne Ada gündüzleri emmiyor zaten. ben eve gelince emziriyorum. Açlık ve susuzluk anlamında çok rahatım ama uykusuzluk yok mu ah o uyku ah ah. Artık deliksiz uykulara o kadar hasretim ki. Tanıdığım her anneye gece uykularını soruyorum ve kendimle kıyaslıyorum. Geçecek tabi ki ama bu aralar yoruyor beni.

Defne Ada 17,5 aylık oldu, kelime haznesini genişletse de bazen isteklerini anlatamıyor. Kimi zaman hareketlerle anlatıyor. Elimden tutup kaldırıyor beni ve kapıya götürüyor, anla ki gezme istiyor. Kimi zaman o mu bu mu derken anlamıyorum ve başlıyor ağlamaya, kimseye kendisini sevdirmiyor, girdiğim ortamlarda ilgi onda olmayacak, kimse bakmasın, konuşmasın, dokunmasın istiyor. Hırçınız biraz. Ama çok güzel ANNE diyor içim eriyor. Bu aralar yorulsam da, uykusuz da olsam Annelik her şeyin üstünde. Onunla geçirilen her dakika çok kıymetli., her dakika sevgi dolu. Bu aralar baba kız aşk yaşıyorlar. Sürekli baba baba diye dolanıyor ortalarda, çok da güzel söylüyor. Ne zaman büyüyecek, dişleri çıkınca nasıl bir tipi olacak, konuşunca ses tonu nasıl olacak. Kendi kendime sorardım hep. Büyüdü de bu soruların cevabını aldım bile.

Baba kız tv keyifleri :)

25 Temmuz 2012 Çarşamba

OKUYORUM


Mino' nun Siyah Gülü, Yeni başladım okumaya çok akıcı, merak uyandırıcı bir kitap.


 Hüsnü Arkan, 60'lı yıllardan başlayarak, özellikle 12 Eylül döneminin acıtan sayfalarına bir ailenin kadınlarının gözünden bakıyor. İçerisinde aşk, hüzün, umut hepsi var. Sıkılmadan, keyifle okunulacak bir kitap.

24 Temmuz 2012 Salı

BARTIN TATİLİ

Bu senenin ilk 15 günlük tatilini bitirdim. 12 gün boyunca kızımla eşimin memleketi Bartın' daydım. Tam kafa dinleme yeri hiç bir gsm operatörü çekmiyor sadece ev telefonları var. Tavuklar, inekler, köpekler, bol oksijen. Tek sorun araba olmayınca birde küçük çocuklar olunca pek gezilemiyor, ama yine de sıkılmıyor insan. Geçen hafta perşembe günü eşimin de sürpriz yapmasıyla daha da eğlenceli olmaya başladı, bol bol gezdik. 




Defne Ada köyde süperdi, hiç sorun çıkarmadı bana, sağlık problemi de yaşamadık. İlk hafta hava pek bir dengesizdi. Bir sıcak bir soğuk. Çocukları bir soy, bir giydir. Hatta Samsun-Sinop yağışlarından bizde nasiplendik. Felaket yağmur, şimşek düşünün. 2 gün boyunca çok yağdı. Haberlerde Samsun' da yaşananları görünce çok üzüldüm. Umarım aynı üzücü olaylar tekrar yaşanmaz.

 Denize Amasra'ya gittik, ama denizi çok da iyi gelmedi bana. Küçük sevimli bir yer. Daha önce bir kaç kez gittiğim için bu sefer O müthiş Amasra salatasından yemedim. Gidenlere tavsiye ederim mutlaka denemelisiniz. Defne Ada tam bir su kuşu. Sıcak deniz suyu, soğuk dere suyu hiç farketmiyor hepsine girmek için can atıyor.

Köy tatiline dair diğer resimlere bakmak isterseniz, buyrun .
Bu tatil bana yetti mi tabi ki hayır. Deniz olmadan tatili saymıyorum, Bayramdan sonraki tatilimi bekliyorum. Tabi geçtiğimiz seneler de ki gibi tam tatil olmuyor çocuklu olunca ama yine de şahane. Geçen sene DefneAda  5 ve 7 aylıktı iki kez deniz tatiline gittik, eşimle dönüşümlü deniz, havuz sefası yaptık. Uyku saatleri ve çok sıcaklarda anne ve bebişi odadan çıkmadık.

Defne Ada 5 aylıktı Antalya tatilimiz.
Defne Ada 7 aylıktı Bodrum tatilimiz,





21 Temmuz 2012 Cumartesi

Bilgilendirme

Arkadaslar gecen Gün yayınladığım defne bebege ılık kampanyası yazımı bir kisim yanlış anlamış. Bizim kız yani defne ada cok şükür saglıgı yerinde. Hasta olan bebek baskabir defne bebektir. Allah hepimizin bebislerini korusun. Gecmis olsun telefonu ve maili aldığım icin bu yazıyı yazmak istedim

18 Temmuz 2012 Çarşamba

DEFNE BEBEK İÇİN

Yazının asıl sahibi Deli annedir.
Allah hepimizin evladını korusun, kimsenin başına vermesin. Çok zor bir süreç. Umarım kısa zamanda sağlığına kavuşur Defne bebek. Dualar onunla.

Defne bebeğin babası Metin Bey’den gelen mektubu da, diğer tüm bilgileri de ekliyorum. İlik bekleyen herkes için yine, yeniden yazmakta fayda var. Detaylar için Defne Bebek ve ilik bekleyen herkes için Facebook etkinliğine tıklayabilirsiniz.

Bir de elbette dualar, duaya çok ihtiyaç var.
 Baba Metin Kurşun’un Mektubu:
KEMİK İLİĞİ ARIYORUZ
Merhaba ; 2 yaşında ki kızımız Defne için ilik arıyoruz. Tarih ; 11 Mart 2011. Küçük kızımız Defne ‘nin rahatsızlanması sonucu doktora gittik. Bir takım test ve tetkiklerden sonra, doktorumuz teşhisin Mix Infant Lösemi (Kan kanseri) olduğunu söyledi. Doktorumuzun bu hastalıklar ile ilgili, kurtulma şansının tüm faktörler göz önünde bulununca %15 olduğunu belirtince yıkıldık. İlk günler gerçekten çok zordu . Travmayı atlatabilmek bir yana geçen her saniye aleyhimize işliyordu. Bu illetin neden bizim başımıza geldiğini anlamaya çalıştıkça daha çok acı çekiyorduk. En önemlisi de sebebini bilemediğimiz bir hastalıkla nasıl başa çıkabileceğimizi bile bilemiyorduk. Defne ; Şişli Etfal Çocuk Hastanesinde kemoterapi bloklarına hemen başladı 2011 Kasım ayına geldiğimizde doktorumuz Defne ‘nin iyi bir yola girdiğini ve idame (koruyucu) tedaviye başlayacağını söyledi. O an ki mutluluk inanılmazdı. İçimizde ki umut parçaları ile bu uzun ve zor yolda emeklemeye devam ettik. Mayıs 2012 ayında Defne ‘nin ani rahatsızlığı ile tekrar hastaneye gittiğimizde maalesef doktorumuz hastalığın nüks (erken relaps) ettiğini belirtti. Bu ikinci yıkılışımız oldu. Defne sadece 6 ay dayanabilmişti . Bu illet hastalık ile bir kez daha savaşmak durumundayız. Doktorumuz kemoterapinin devam edeceğini ama bu arada muhakkak uygun ilik bulunması gerektiğini belirtti. Benim , eşimin ve büyük kızımız Zeynep’ in ilikleri uygun olmadı. Diğer akrabalara bakılıyor ama henüz bir sonuç yok. Türkiye ‘de Defne gibi ilik bekleyen yüzlerce hasta mevcut. Maalesef kemik iliği doku tiplendirmesi ile ilgili ilik bankasında çok fazla veri yok. 

İstanbul Tıp Fakültesi Kemik İliği Bankası bu konuda en yetkin organizasyona sahip kurum.

Maalesef Löseminin tam sebebi bilinmediği için etkin bir tedavisi yok. Bu hastalık herkesin ,her bebeğin veya çocuğun başına gelebilir. Unutmayın ! Bir tüp kan ile bir can kurtarabilirsiniz . Kan vermekten korkmayın. İlik vücudumuzda bir fabrikada üretilir gibi her gün yeniden üretilir ve tükenmez. İlik nakli acı veren bir şey değildir. Vericiler bir hastaya kan verir gibi iliğini verebilir. Vericiler hemen normal yaşantısına dönebilir. Lütfen korkmayın, üşenmeyin, ertelemeyin… Defne’ ye ve Defne gibi bir çok ilik nakli bekleyen hastaya bir şans verin. Unutmayın bugün bizim başımıza gelen yarın sizin de başınıza gelebilir. 
Eğer gönüllü olmak isterseniz Kemik iliği Verici Rehberi (ek2) ‘ni okuyunuz ve bizlerle irtibata geçiniz. Aklınıza gelen her türlü sorularınız için 7/24 aşağıda ki telefondan veya mail adresinden ulaşabilirsiniz. Saygılarımla,
 Metin KURŞUN 
532 508 65 07 
metinkursun@yahoo.com 


HER GÜN 20 KİŞİ KAN VEREBİLİYOR, İMKANLAR KISITLI LÜTFEN ARAMADAN HAREKET ETMEYİN.. _ BİR AN ÖNCE ÇAPA KEMİK İLİĞİ BANKASINA GİDİLEREK BİR TÜP KAN BAĞIŞINDA BULUNARAK HEM DEFNEMİZE HEMDE İLİK NAKLİ BEKLEYEN BİNLERCE HASTAYA DONÖR OLABİLMEKTİR.GİDECEK OLANLAR GİDECEĞİ GÜNLERİNİ BU SAYFADA PAYLAŞSIN Kİ BİR GÜNDE 20′DEN FAZLA KİŞİNİN GİTMESİNİ ENGELLEMİŞ OLALIM. _ 2 AY İÇERİSİNDE 7/24 kan verebilirsiniz.. eğer mesai saatinde giderseniz ÇAPA KEMİK İLİĞİ BANKASINDA veriyorsunuz.. mesai saati dışında giderseniz FAKÜLTE İÇİNDEKİ KAN MERKEZİNE gidip “kemik iliği bağışcısı olmak istiyorum” deyip gene bir tüp kan verebilirsiniz…