Hafta sonları en müthiş ve en hızlı haliyle devam ediyor. Ne zaman pazar akşamı oluyor anlayamıyorum. Kızımla öpüş öpüş, sarmaş dolaş, tüm günü beraber geçir, sonra pazartesi sabahı işe gel. Çok zor oluyor benim için. Doğum iznindeyken anladım aslında. Ben ev hayatına çok çabuk alışıyorum. Sabah çocukla kalkıp, yatakta tembellik yapmak, rahat rahat kahvaltı, öğlen yürüyüşleri vs. hafta sonu rahatlığında geçen günler, tam benlik. Çalışmayı da seviyorum. Ama evde minik cadıyı bırakmak her pazartesi aynı cümleleri kurduruyor bana. Hele ki sabah erken uyanmışsa, o gün daha da zor. Bu aralar her akşam anlatıyorum anne işe gidecek, akşam gelecek. Tamam diye de onaylıyor beni. Bakalım umarım etkili olur da. Ağlayarak işe uğurlamalar biter. Keşke çalışan anneler için tatil günlerini üç güne çıkartsalar. şahane olurdu.
Babaya kurulan ilk cümle. "Baba düttü". Bizde bir sevinç bir sevinç. Halbuki iki kelime ama o iki kelimeyi yan yana bizim cadıdan duymak bizi sevince boğdu.. Eminin tüm anne babalar ne hissettiğimizi anlamışlardır.
18. ay aşılarımızı olduk. Hatta geç kalınmış su çiçeği aşısıyla beraber üç aşı birden olduk.
Çantasız çıkmam pozu. Hafta sonu hep çantayla dolaştı.
defne'yi iki kelimelik cümlelerle anlat anlat bitmez.... defne'nin her yapdığı olay herkesi peşine takar köye kadar götürür...
YanıtlaSilErkan,
YanıtlaSilbu gidişle köye de götürüyor vallahi, naasıl bir yolculuk olacak göreceğiz :)) köy yolculuğundan sonra bizimle Bodrum'a gelirmisiniz acaba?
gelirizzzzzzzzzzzzzzzzz tabikisininde.
YanıtlaSilminik cadı yanımızda olsun yeter ki.....
şu poza baksana allahım gel beni ye diyorr yaaa
(TEYZESİNİN BALII :)