Hafta sonu çok merak ettiğimiz Garipçe' ye gittik. Küçücük hatta minicik bir yer. Deniz kenarında kurulu bir köy ve şehirden akın akın gelen insanlar ve araba topluluğu düşünün. Köy pislik içinde, o kadar güzel, manzaralı şirin bir yer gelen ziyaretçilerin ve Sarıyer Belediyesinin bakımsızlığından pislik içinde. Köy zaten çok küçük. Uzak olduğundan herkes şahsi arabası ile gelmiş. Köye giriyorsunuz ama araç park etmek sorun. Neyse ki biz tepede bir yere park ettik. Küçükten birde kalesi var ama o da pislik içinde ve bazı çukurluklar mevcut üzerileri öylesine örtülmüş. Kale bira şişeleri,yemek çöpleri, kağıt mendillerle dolu. Biz pazar günü gittik diye mi öyleydi bilmiyorum ama benim umduğum gibi bir gezi olmadı diyebilirim. Biz yemek alırken arkamdaki kişilerin muhabbetlerini duydum, eskiden bu kadar kalabalık değildi diyorlardı. Hep beraber oranında içine etmişiz anlayacağınız. Zaten güzel olan neye sahip çıkıp layıkıyla koruyabiliyoruz ki. Gitmeyin demem ama çok umutla da gitmeyin. Bizim yanımızdaki arkadaşlar kalabalıktan o kadar rahatsız oldular ki hiç bir yerini gezemeden, sadece manzaraya baktık, kahvaltı yaptık ve döndük. Hele benim 2 sene önceki bir Sinop Cezaevi gezim var ki tam bir hayal kırıklığıydı. Onu da bir sonraki yazımda anlatacağım. Buyurun Garipçe' den bir kaç resim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Blog sahibi değilseniz adı/url seçeneğini seçip ad kısmına adınızı veya rumuzunuzu yazıp url kısmını boş bırakarak yorum gönderebilirsiniz.