30 Haziran 2012 Cumartesi

TATİL

 bu blogerin sahibi kocasını ıstanbul da yalnız bırakmış olmanın mutsuzluğunu düşünürken, kızıyla beraber bol oksijene doymanin sarhoşluğu içinde. Bartın Ulus ta:)

27 Haziran 2012 Çarşamba

THY KABİN AMİRİNDEN ÇIĞLIK


Hepimiz izlemiştik THY grevde, grevde olan işçiler işten atıldı diye. Bende izlerken o kadar maaş alıyorlar daha neyin grevi diye düşünmüştüm. Daha sonra unuttuk gitti. Oysa her işin kendine göre zorluğu olduğu gibi onların sorumlulukları da fazlasıyla ağırmış bu yazıyla anlamış oldum. Yazıyı okuyunca, çok üzüldüm ve hak verdim. Tabi önce empati yaparak okumak lazım.



19 Haziran 2012 Salı

16 AYLIK BEBEK GELİŞİMİ

Defne Ada 16 aylık oldu, bebeklikten çocukluğa terfi etti diyebilirim. Artık arkadaş gruplarıyla koşturuyor, parkta kayaktan tek başına çıkıp kayabiliyor(yetişkin gözetiminde). Gerçi yaşıtlarıyla pek anlaşamıyor, oyuncak kavgasına giriyorlar. İki tarafta inatçıysa durumu siz düşünün. Kuzenleri Defne Ada'dan büyük olduğundan ne istese oluyor, o yüzden arkadaşlarından da aynısını bekliyor olmayınca mızmızlanıyor. 

Girdiğimiz ortamlarda çok yabancılıyor, benim kucağımdan inmiyor desem yeridir. Alışması için baya hatta bayaaaaa uzun bir zaman geçmesi gerekiyor ki, bazen o zaman hiç gelmiyor :))) Geçici bir durum, huy değişimi olarak düşünüyorum. Çünkü her zaman kalabalık ortamlara girmeye çalışıyorum.

Yemek yerken her zaman bizimle aynı masadaydı zaten.Şimdilerde bizim yediğimiz her şeyden yiyebiliyor. Kendisi yediği zaman daha mutlu oluyor. Buradaki  yazımda da resimlerden anlaşılıyor. Yerler biraz batıyor haliyle ama biz memnunuz halimizden. Gün içerisinde tüm besin guruplarından almasına özen gösteriyorum. Süt, yumurta, et, tahıl, meyve gibi. Yoğurtla aramız hiç düzelmedi maalesef İlk zamanlar karşı çıksam da 8.ayından sonra yoğurt yemeyi bıraktı Defne Ada. Zar zor 11.ayına kadar her gün az da olsa vermeye devam ettim. Ama şimdilerde minik küplerdeki meyveli yoğurtları yiyor. Yoğurt yemediği gibi yoğurt çorbasını hiç sevmedi. Ara ara denesem de yemiyor.

Konuşması da çok değişti kelime dağarcığı her geçen gün ilerliyor. Söyleyebildiği kelimeler kendi dilinde ama biz anlıyoruz. Bazen anlayamadığım oluyor işaret dilinden bile anlamıyorum o zaman da sinirleniyor haliyle.

Son bir kaç aydır çok sinirli, inatçı. Nedensiz ağlamaları çok oluyor. En iyi çare görmezden gelmek ama çok uzun süre ağlayınca kayıtsız kalamıyorum. Bir şekilde sakinleştirmeye çalışıyorum. Zaten ağlama krizi ilk geldiğinde ilgi gösterirsek daha da hırçınlaşıyor. Biraz sakinleşmesini sinirinin yatışmasını beklemek en iyi çözüm.

Özellikle anneden ayrılma korkusu çok yaşıyor. Biz işe gittikten sonra uyanıyor ve ilk işi bizim odamıza gidip anne diye beni arıyormuş. Annem de onu alıştırmış. Anne mama almaya gitti gelecek diye. Allahtan gelince trip atmıyor bana. Akşamları kucaklıyor, hiç bırakmıyor beni, kimseye gitmiyor.

Çok taklitçi ne yaparsak yapmaya bayılıyor, benimle ev bile temizliyor. Hatta geçen gün alışveriş yapıyoruz marketteyiz bizim cadının elinde ıslak mendil, çömeldi ve yerleri silmeye başladı. Çok titiziz.

Bu aralar gündüz uykularını teke çeviriyor gibi, bazı gün tek uyku bazı gün iki uyku olarak devam ediyoruz. Uyku bile uyumak istemiyor, diretiyor bazen uyumamaya. Ama dediğim gibi inadına gitmekten çok rahata bağlamış durumdayım uyumuyorsa uyumuyor, yemiyorsa yemiyor gibi. Nasıl olsa kandırarak bir şekilde yediriyorum.

Altını bezletmek istemez, kıyafet giyinmek istemez, saçını bağlatmak istemez, ayakkabı giymek istemez, çorap giymek istemez, tırnakları kesilsin istemez, uyumak istemez. Anlayacağınız Defne Ada her şeye karşı. Bizim evin asisi :))

Ne kadar ağlama ve sinir nöbetleri beni zorlasa da, halimden çok memnunum. Şükürler olsun ki sağlığı yerinde. Bu her şeye değer. Anne olmanın güzellikleri diyebiliriz. 

                                          Saçını bağlatmadığı, deli kız dolaştığı resmi :))

18 Haziran 2012 Pazartesi

BİZ BÖYLE YEMEK YİYORUZ

Sizi resimlerle baş başa bırakıyorum, yorumsuz :))






AFİYET OLSUN KELEBEĞİM :))) HAHAHAAA BİZ BÖYLE YEMEK YİYORUZ. YA SİZ :))

13 Haziran 2012 Çarşamba

İÇ BAKLALI ENGİNAR




Enginarın en leziz hali desem abartmış olmam. Dondurucuya kış için atmaya başladım bile. Enginarın her türlüsünü severim ama iç baklalı enginar çok lezzetli oluyor. Eşim dereotu sevmediğinden kullanmadım ama asıl tadı dereotuyla tamamlanıyor.

Malzemesi ;
4 adet orta boy enginar,
1 adet kuru soğan,
300 gr. iç bakla,
2 adet limon,
2 adet küp şeker,
göz kararı tuz.

Soğanları minik minik doğrayıp, zeytinyağın da kokusu gidene kadar kavuruyoruz. Baklaları ilave edip 1-2 dk. daha kavuruyoruz. Enginarları yerleştirip aynı hizaya gelecek kadar su ilave ediyoruz. 2adet sıkılmış limon suyunu, tuzunu ve şekerini ilave edip, kaynadıktan sonra altını kısarak baklalar yumuşayana kadar pişiriyoruz.

Not : Baklaları ben pişirmeden önce kabuklarını soyuyorum, pişirdikten sonra soymak pek içime sinmiyor.
        Biz mayhoş sevdiğimizden 2 adet limon kullanıyorum normalinde yarım ya da bir adet yeterli gelebilir.
        Altını kapatınca ince doğranmış dereotu ilavesi yaparsanız daha da leziz olur.

Afiyet Olsun :)









12 Haziran 2012 Salı

HAFTA SONU ÖZETİ

Bu hafta sonu bol gezmeli, bol yorulmalı oldu. Sıcak havanın da etkisiyle pazar akşamı tüm vücudum ağrı içindeydi. Cumartesi sabahtan Defne Ada babasının iş yerindeydi.



Öğlen gezmesi de sokaklardaydı. Akşama da arkadaşlarda toplandık. Gece geldik haliyle. Pazar günü sabahtan DHL firmasının Reina da düzenlediği bruncha katıldık. Oradan da Bebek Şenliğine. Müthiş kalabalıktı, hava da enfesti. Ben pek bir şey anlayamadım gerçi, Defne Ada malum huysuz bir bebek ve sabah erken kalkınca öğlen uykusunu alamadı. Sevgili Tanya ile tanışma fırsatı buldum. Tam sohbet edemedik ayak üstü ama, çok şeker, çook zayıf, çook güzel ve çok samimi. Zaten ilk gördüğümde bile hep tanıyormuşum gibi oldu. Blog sağ olsun. İyi ki de tanışmışım. Ama bu kareyi resimlemeyi unutmuşum, ki fotoğraf makinemde bozuldu. Neyse efenim eve dönerken Kelebeğim arabada uyuya kaldı. Baba da eve varınca uyudu. Anne ise ev işleri ile meşgul oldu. Bayan olmanın ve çalışan anne olmanın dezavantajları. Ama eğlendim mi eğlendim,yeni insanlar tanıdım, keyif aldım. Mutlu bir hafta sonu oldu.
Ama vücudum çoooook dinlenmek istiyor.

Havalar 1500 resmi :)

7 Haziran 2012 Perşembe

DELİNEN KULAKLAR

 Dün Defne Ada'nın kulaklarını deldirdik, hiç sıkıntı yapmadı. Kafası tutulduğunda ağlamış biraz. Ağlamış diyorum çünkü ben yoktum yanında. Dayanamam yanında duramam ben korkarım aslında. Kendi kulağımı bile deldirene kadar ne çektim. Halası götürdü, eczanede deldirdi.


İlk zaman ellerini kulağına götürse de daha sonra unuttu. Mavi taşlı seçtik, minik top küpe, delerken taktıklarından. Tam kokoş oldu cimcimem. Aslında iki yaşından önce delmiyorlarmış. Aklı erince deldirmem zor olur diye şimdiden deldirdik. Ben kız çocuklarında bayılıyorum küpeye. Defne Ada' nın bu halini de çok sevdim.






6 Haziran 2012 Çarşamba

DECATHLON' dan YENİ AYAKKABILAR

Bu hafta sonu Bayrampaşa Forum İstanbulun yanındaki Decathlon spor mağazasına uğradık. Eşimin en sevdiği mağazaların başında geliyor. Spor giyiminden, spor aletlerine kadar geniş bir ürün yelpazesi var. Her gidişimizde mutlaka uğruyoruz. Bu haftaki ganimetlerimiz bu cicilerdi. Çocuk giyimi de mevcut. İkisi de süper rahat. Fiyatları da çok komik rakamlara. Yolunuz o taraflara düşerse mutlaka uğrayın.